22 Ağustos 2008 Cuma


Evet yine her zamanki gibi istanbuldayım.Sıkıcı , bunaltıcı bir hava ile bunalmaktan yazı yazamıyorum.Eeeeee tabiki giderken olduğu gibi gelirkende uçakla geldim.Ve bu sefer daha çok korktum.Sanırım benim yükseklik fobim var arkadaşlar.Çünkü 20.08.2008 tarihinde dayımla toros dağlarına çıktık ve ben aşağı bakamadım.(ama aşağısı uçrumdu.)Neyse bugün gece 4'te kalktım çünkü biz alanyada büyük dayının yanında kalıyorduk.Ve Antalyada tek havalimanı var oda antalyada bir yerlerde eeee tabi alanyadadan antalyaya geçmek 2 saat oluyor.uçağımızda 08:30 da kalkacapı için 1 saat önceden orda olmamız gerekiyor.Çünkü bavulları filan alıyorlar üstünü başını kontrol ediyorlar.Neyse öyle işte.Ve inanamıyacaksınız ama uçakta kaptan konuşurken tam tamına 10.000 km yukarıda olduğumuzu söyleyince içimden sıcak sıcak bir şeyler döküldü:)Ve uçak ne kadar yüksekte olursa o kadar çok türbilansa(hava boşluğuna) girermiş öyle duydum ve 3 defa hava boşluğuna girdik ve uçak bir dansöz gibi titredi:))))) Yani anlayacağınız çok yorucu bir gündü ve ennnn kötüsü ise evden kahvaltı yapmadan çıktık.Şuan dayımın işyerinde yazıyorum yazımı ve belki o çizgi filmini bitirince eve doğru çıkarız.O tam bi naruto hayranı ben ise ''Lovely kompleks'' hayranıyım neyse belki pazartesi gününe kadar bişey yazmama çünkü pazartesi günü sınavım var dershanede ve çalışmam gerek ayrıca; malesef en sevdiğim dershane öğretmenim atanmış neyse beni okuduğunuzz için teşekkür ederim

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Arkadaşlar şuan Antalya'dayım ve gelirken uçakla geldim.Benim için çok zor oldu ama gözlerimi kapattım sıktım kendimi.Uçağa binenler varsa bilir neler yaşadığımı!Çok zor oldu.İlk başta birazcık motorunu ısıtmak için araba gibi ilerliyor.Sonrada hızlanıp birden havalanıyor.Açıkcası ilk yerime oturduğumda izlerim diye düşünüdüm ama olmadı hatta ananemle kavga etti cam kenarı için sonra hiç durmadan cam kenarını ananeme verdim.Ama
korksamda istanbuldan havalanırken İstanbul'un muhteşem ışıklarınıda izlemeyi kaçırmadım.Aslında kameraya çekecektim ama uçakta elektronik aletkullanmak yasakmış.Bu yüzden sizio güzellikten mahrum ettim.Özür dilerim.Umarım ALLAH hepinize uçak korkusunu yaşatır.Ve benim o an hayatımın gözümün önünden film şeridi gibi geçtiğini anlarsınız:)

10 Ağustos 2008 Pazar

Arkadaşlar oyun oynarken tuhaf fakat güzel bir siteye rastladım.Ve harika bir site gerçek zannedersiniz.Sitenin ismi:
http://www.beybix.com
Hemen üye olun sanal bebişinizle ilgilenin.Yemek yedirin , kreşe gönderin,uyutun...
BENİM SİTEM PEK EĞLENCELİ DEĞİL AMA EĞLENCELİ SİTELERİ ESİRGEMİYORUM:)

5 Ağustos 2008 Salı

Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar nerede yanlış yapıyorlar?

Süper yapıştırıcı herşeyi yapıştırdığı halde niçin içinde bulunduğu tüpün iç çıdarlarını yapıştırmamaktadır?

Niçin yanlış çevrilen telefon numarası hiçbir zaman meşgul çalmaz?Niçin falcıya gitmeden evvel randevu almak gereklidir?

Geleceğimizi bilemez mi?Eğer bugün hava sıcaklığı 0 derece ise ve yarın iki kat daha soğuk olacaksa, yarın hava kaç derece olacaktır?

Niçin "tek heceli" kelimesini diyebilmek için dört hece kullanmaktayız?

Neden insanlar gökyüzünde 400 Milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, yeni boyalı yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar?

Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken bulaşık deterjanında gerçek limon suyu kullanılmaktadır?

Işık 300.000 km/sn hızla yayıldıgına göre karanlık hangi hızla çökmektedir?

Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları yakınca ne olur?Niçin fare kokulu kedi maması yok?

Teflona hiçbir sey yapışmadığı halde teflon tavaya nasıl yapışmıştır?

Niçin uçaklarda paraşüt yerine can yeleği vardır?

Eğer uçağın karakutusu kaza anında parçalanmıyorsa neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden yapılmamaktadır?Bunların tamamını akılcı bir şekilde cevaplayabilen kaç deli vardır?


CEVAPLARINIZI BEKLİYORUM :))))

Tanrıya MektuplarAvrupa ve Amerika’da 2-9 yaş çocuklara Tanrı’ya ilişkin düşüncelerini sormuşlar.
1) Sevgili Tanrı, şu andaki eksiklerimi yazıyorum: Yeni bir bisiklet, bir kimya seti, köpek, film makinesi, beyzbol eldiveni. Hepsini gönderemezsen birazı da olur.Seni seven Eric --5 yaşında-Not: Noel Baba’nın olmadığını biliyorum.
2) Canım canım Tanrı,Astronotları öyle yukari firlatip firfir döndürmelerinden ödüm kopuyor. N’olur onların bizim evin çatısına düşmelerine izin verme.Dostun Norman --4.5 yaşında-
3) Sevgili Tanrım,insanlarin ölmelerine izin verip yenilerini yapmak yerine neden elindekileri tutmuyorsun? Jane --6 yaşında-
4) Sevgili Tanrı,Lütfen bana bir midilli gönder. Senden şimdiye kadar hiçbir şey istemedim. Bunu da herhalde unutmazsın.Bruce --4 yaşında-
5) Sevgili Tanrı,Babam çok aksi. Onu bu huyundan vazgeçirmeni istiyorum. Ama lütfen canını yakma. Sevgilerle.Martin --5 yaşında
6) Sevgili Tanrı,Bulutlardan biri yüzünü öyle korkunç yaptı ki ödüm koptu. N’olur söyle ona bi’ daha öyle yapmasın.Ellen --3 yaşynda
7) Sevgili Tanrı,Sahiden var mısın? Bazıları buna inanmıyor: Eğer varsan gecikmeden bir şeyler yapmanda fayda var.Harriet Ann --6 yaşında
8) Sevgili Tanrı,Eğer hiç kimse bilmeyecekse iyi olmanın ne yararı var?Mark --8 yaşında
9) Tanrı’cım,Üst kattakiler durmadan bağıra çağıra kavga ediyorlar. Bence yalnızca çok iyi arkadaşların evlenmesine izin vermelisin.Nan --5 yaşında-
10) Sevgili Tanrım,Ne diye bu kadar çok insan yarattın. Başka bir dünya daha yapıp fazlalıkları oraya koyamaz mısın?J.B. --7 yaşında-
11) Tanrım,Insanlara ruhları her zaman doğru mu dağıtıyorsun? Yanlış yapabilirsin.Audrey --8 yaşında-
12) Sevgili Tanrı,Sen tuhaf ne yaparsan yap herkes hayran oluyor; ama ben ufacık bir şaka bile yapsam yiyorum fırçayı.Jodie --6.5 yaşında-
13) Sevgili Tanrı,Bizi hiç merak etme çünkü bizimkiler çok dindar.Teddy --9 yaşında-
14) Sevgili Tanrı,Bende senin dışında bütün liderlerin resmi var. Norman --6 yaşında-
15) Tanrım,Şişman olunca kimse senin arkadaşın olmak istemiyor.Billy Jean --9 yaşında-
16) Sevgili Tanrım,Oğlanlar kızlardan daha mi üstün? Biliyorum sen de onlardansın ama gene de dürüst olmaya çalış.Sylvia --5 yaşında-
17) Sevgili Tanrı,Kitabını okudum ve beğendim. Bütün o fikirler nereden geldi aklına?John --8 yaşında-
18) Sevgili Tanrı,Zürafaların görünümünü isteyerek mi böyle yaptın, yoksa yanlışlıkla mı oldu?Norman --4 yaşında-
19) Tanrım,İncil’de neden hiç karının adi geçmiyor? Yoksa İncil’i yazarken daha evlenmemiş miydiniz?Larry --6 yaşında-
20) Sevgili Tanrım,Tamam incil’de öbür yanağını çevir dedin biliyorum; ama kardeşim gözüme vurunca ne yapacağım?Sevgiler, Teresa --5 yaşında-
21) Sevgili Tanrı,Tanry oldugunu nasıl bilebildin?Charlene --3 yaşında-
22) Sevgili Tanrı,Senin yaşına geldiğimde tıpkı senin gibi olmak istiyorum. Tamam mı?Tommy -4 yaşında
23) Sevgili Tanrım,Eger Tanrı ben olsaydım bu kadar iyi olmazdım. Bunu aklından çıkarma.Michelle --6 yaşında-

Telefonda hemen hemen hergün kimbilir kaç kez kullandığımız "Alo" sözcüğü, gerçekte bir sevgilinin kısaltılmış adıdır. Sevgilinin tam adı Allessandra Lolita Oswaldo'dur. Bu sevimli genç kız, telefonu icat eden, A.Graham Bell'in sevgilisiydi. Graham Bell telefonu icat edince ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo'dan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar açmaz "Allessandra Lolita Oswaldo" diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu "Ale Lolos" diye karşıladı. Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve öne iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad "Alo" idi. Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip, tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka birşey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell'i telefonuyla başbaşa bırakıp onu terketti.Yaşlı Bell, sevgilisinin birgün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı. Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı. Graham Bell'i artık başka kişiler de arıyordu. Fakat o, telefonun her çalışında kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu "Alo" diyerek açıyor ve artık herkes "Alo" diyordu. O günlerde hemen herkes telefonu açtıklarında Alexander Graham Bell'in anısına saygı olarak "Alo" demeye başladı. Bugün tümümüzün kullandığı "Alo" sözcüğü işte o günlerden günümüze uzanmaktadır.

6 Temmuz 2008 Pazar

SIRF BU YÜZDEN DENİZ KIZI OLMAK İSTERDİM

O beni prense peri sanıyor
Ne hata yapsam geri sarıyor
Mitolojiden biri sanıyor
Bendekide saç o taç görüyor

Herbi gidişim güneşin batışı
Çiçekler böceklerdir hep arkadaşı
Sarılırsam eğer kalbi duracak
Birgün gidersem bilmez napıcak
Ooo bizmez napıcak

O beni prense peri sanıyor
Ne hata yapsam geri sarıyor
Mitolojiden biri sanıyor
Bendekide saç o taç görüyor

Holywood kızları hepsi hikaye
Benim gibi varmı gösterin birtane
Hiç bişey yapmasamda tarih beni yazar
Takılıp düşersem olcak oda nazar
Oooo olck oda nazar

O beni prense peri sanıyor
Ne hata yapsam geri sarıyor
Mitolojiden biri sanıyor
Bendekide saç o taç görüyor

Aşkın gözü kördür oysa sakat
Kalbini hep kırarım kalbi sakat at
Bende karizma yerlebir fakat
Ben herşey değilim olum kontak
Kuramadı hatamı takmadı
Kırıldı kaçmadı
Kraliçe bendeğilim anlamadı
Başıma tac etti kırmızı halıları
Hakletmiyorum bu tacı geri al
Mükemmel değilim nede bir çiçek
Ben korkma hepsi bitecek
Nazar boncuklarını al
Afrodit bendeğilim bu bi gerçek
Tahtı istemedim geri yolla bi zahmet
Ben hep geç kalırım bekle bi mühdet
Ellerim bile çirkin benim
Ben en iyisi değilim bunu hazmet


O beni prense peri sanıyor
Ne hata yapsam geri sarıyor
Mitolojiden biri sanıyor
Bendekide saç o taç görüyor

Sihirli bi güzelliğim yok
O beni peri sanıyor
Hangi hatayı yapsam
Seninki yine geri sarıyor
Kalbini kırsam bile beni
Kusursuz biri sanıyor
Bendekide saç o tac sanıyor

Ne komik ne doğru dediklerim
Bu şarkıyı yazdım dahimiyim neyim????
Biliyor musunuz?
*Çok dinlememiz için iki kulağımız
*Az konuşmamız için bir ağzımız vardır
*Ama burda gözlerin anlamını anlamadım:)